10810,75%-0,03
41,71% 0,05
48,57% -0,14
5414,97% 1,38
9114,68% 2,17
Sabah televizyonu açan haber değil, korku görüyor.
Sokakta, kahvede, otobüste herkes fısıldıyor:
Kim sustu, kim susturuldu, kim konuşmaktan çekindi?
İsimler değişiyor ama hikâye aynı.
Birileri susuyor, birileri susturuluyor, bazıları suskunluğa alışıyor.
Adaletin yerini korku aldı, vicdanın yerini yorgunluk.
Eskiden adalet umut taşırdı, şimdi başlar eğiliyor.
Adalet artık dosyalara, tarihlere, klasörlere sıkıştırılmış bir kavram.
Bir ölüm yaşandığında sessizlik büyüyor, tepkiler gecikiyor, sönüyor.
Toplum kendi acısına yabancı.
Güç sokakta farklı anlam kazandı; itimat yerini çekingenliğe bıraktı.
Herkes biliyor, ama kimse konuşmuyor.
Gerçeğe yaklaşmanın bedeli ağır, etkisi derin.
Vatandaşın dili kısa ama derin:
Kimin doğru kimin yanlış olduğunu bilmiyoruz.
Haklı olan değil, güçlü olan sesini duyuruyor.
Biz de sustuk, çünkü ses çıkaranın başına ne geldiğini gördük.
Korku sessizliğe karıştığında, yanlışların üstü örtülür.
Herkes kendi sessizliğini taşır; kimisi korkudan, kimisi alışkanlıktan, kimisi umutsuzluktan.
Ama unutulmamalı: sessizlik büyüdükçe, yanlışlar çoğalır.
Vicdan susturulamaz, hafıza silinmez.
Bir milletin içinde yankılar kalır; çocuklar büyür, gençler inanmaz, büyükler susar.
Ve bir gün fark ederiz ki; ülke hâlâ ayakta ama içi boşalmış.
Hayırlı cinayet yoktur.
Sinan Ateş, Muhsin Yazıcıoğlu, Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalı gibi vatan için can veren evlatlar geride yalnız bırakıldı.
Anneler, eşler ve evlatlar kolay yetişmiyor; acıları sessiz, yoklukları derin.
Her kayıp sadece bir hayatı değil, bir milletin vicdanını da titretiyor.
Devletin gücü korkutmakta değil, korumakta saklıdır.
Hukuk üstünlüğü olmayan devlet, kendi halkına güven veremez.
Yurttaş hakkını aradıkça, devlet gerçek kudretini gösterir.
Güç, sadece gösterişli makamda değil, adalet ve hakkaniyetin teminatında kendini kanıtlar.
Adalet bazen mahkeme salonlarında değil, bir insanın korkmadan “Yeter artık” dediği anda doğar.
Sessizlik uzadıkça, yanlışlar konuşur.
Ama o an, tüm kayıpların sesi kulaklarımızda çınlar; ülke bir kez daha hatırlamaya başlar.
Çetin Ay
BWA BAŞKANI
İş İnsanı | Siyasi Stratejist